CUMHURİYET DEMEK CHP DEMEKTİR. CHP DEMEK ASLINDA TÜRKİYE DEMEKTİR
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP 100. Yıl Etkinlikleri’nin üçüncü gününde Ankara Beytepe'de CHP 100. Yıl Hatıra Ormanı’nın açılışını yaptı. Kılıçdaroğlu, “Cumhuriyet demek CHP demektir. CHP demek aslında Türkiye demektir...100 yıllık bir CHP, okullar kurarak, savunma sanayisini kurarak, Malatya’dan tutun Nazilli’ye kadar fabrikalar inşa ederek ve Osmanlı’dan devralınan bütün borçları ödeyerek, dışarıda hiç kimseye el avuç açmayarak, şu devlete gideyim, acaba bana para verir mi, IMF’ye gideyim acaba bana para verir mi, efendim Ortadoğu’yu gezeyim, şeyh ve krallardan para bulabilir miyim diye yalvarabilir miyim, bunların hiçbirisi yapılmadı. Türkiye büyüdü, kalkındı, okullaştı, ormanlaştı. Türkiye güçlü bir ülke olarak çıktı ortaya. Osmanlı’nın borcunu da son kuruşuna kadar ödedi. CHP işte budur” dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP 100. Yıl Etkinlikleri’nin üçüncü gününde Ankara Beytepe'de CHP 100. Yıl Hatıra Ormanı’nın açılışını yaptı. Kılıçdaroğlu, “Cumhuriyet demek CHP demektir. CHP demek aslında Türkiye demektir...100 yıllık bir CHP, okullar kurarak, savunma sanayisini kurarak, Malatya’dan tutun Nazilli’ye kadar fabrikalar inşa ederek ve Osmanlı’dan devralınan bütün borçları ödeyerek, dışarıda hiç kimseye el avuç açmayarak, şu devlete gideyim, acaba bana para verir mi, IMF’ye gideyim acaba bana para verir mi, efendim Ortadoğu’yu gezeyim, şeyh ve krallardan para bulabilir miyim diye yalvarabilir miyim, bunların hiçbirisi yapılmadı. Türkiye büyüdü, kalkındı, okullaştı, ormanlaştı. Türkiye güçlü bir ülke olarak çıktı ortaya. Osmanlı’nın borcunu da son kuruşuna kadar ödedi. CHP işte budur” dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP 100. Yıl Etkinlikleri’nin üçüncü gününde Ankara Beytepe'deki ‘CHP 100. Yıl Hatıra Ormanı’nın açılışını yaptı. Açılışa Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar, Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen, Tunceli Ovacık Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül ve CHP yöneticileri katıldı. Etkinlikte ilk konuşmayı Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen yaptı. Taşdelen, CHP’nin ilk genel başkanı ve Türkiye’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ülke için hedefinden bahsetti. Taşdelen, Atatürkçülüğün asla ölmeyeceğini belirterek, “Bilim sürekli kendini yenilediği için Atatürkçülük de kendini sürekli yenileyecektir. Çünkü Atatürk’ün hedefi çağdaş uygarlık düzeyini aşmaktır” dedi.
Taşdelen’in ardından kürsüye gelen Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, CHP’li belediyelerin “Asıl iddiamız Ankara’yı betona değil yeşile boğmaktır” hedefini hatırlatarak, 2023 yılı sonu itibarıyla 16 milyon 300 bin metrekare yeşil alanı Ankara’ya kazandıracaklarını açıkladı. Yavaş, “Bu geçmiş dönemde 25 yılda yapılandan daha fazla yeşil alanı Ankara’ya kazandırmış olacağız” dedi.
“100 YILLIK ÇINAR AMA SÜREKLİ FİLİZ VEREN BİR ÇINAR”
CHP lideri Kılıçdaroğlu, CHP için yapılan hatıra ormanına 1923 ağaç dikeceklerini belirterek, şunları söyledi:
“Partimizin 100’üncü yılı. 100 yıllık bir çınar ama bu çınar sürekli filiz veren, büyüyen bir çınar. Dolayısıyla bugün ağaç dikmenin, 1923 ağaç dikmenin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Birlikte yapacağız, birlikte sulayacağız, birlikte büyüteceğiz. Önümüzdeki süreçte bu ağaçları sayısı da çok daha fazla artmış olacak. Kentleşmeden söz ettik, şehirleşmeden söz etti değerli arkadaşlarım. Değerli Ankaralılar Saraçoğlu Mahallesi’nde otururken arka tarafta yeşil bir alan vardı ve bahar geldiğinde orada bir ağacın bütün pembe çiçeklerinin açtığını görürdüm. Her bahar o ağacın hem yeşillenmesini hem de çiçek vermesini beklerdim. Kentleşme güzel bir şey, kentlerde milyonlarca insanın yaşaması da bir şekliyle doğal karşılanabilir. Ama orada yaşayan insanların yeşile, parklara, ağaçlara, kuşlara ihtiyacı var. Dolayısıyla bu ihtiyacın giderilmesi lazım. Kentler rant yaratır ama o rantların halk için olması lazım. Yani halkın yararlanması lazım. Buraya dikilecek olan 1923 ağaç eminim bu bölgeye ve Ankara’ya güzel bir atmosfer katacaktır. İklim değişikliğinden tutun, yazın veya yaz akşamları insanlar burada ağaçların altında çocukları ile oturacaklar, konuşacaklar, arkadaşlık edinecekler ve dertleşecekler.
Bu ormanın oluşması, 1923 ağacın bir araya gelerek bir süre sonra sayılarının artarak orman atmosferinin olması olağanüstü güzel bir olay. Umarım bunu hep beraber gerçekleştireceğiz, ağaçlarımızı dikeceğiz. Ondan sonra bunların bakımını Büyükşehir Belediye Başkanımız Mansur Yavaş ve Çankaya Belediye Başkanımızla birlikte yapacaklar.
“CHP’NİN 100. YILI DEMEK ASLINDA TÜRKİYE DEMEKTİR”
CHP’nin 100. yılı demek aslında Türkiye demektir. Nedeni şu; Cumhuriyet’i kurduğumuzda bir bez üretecek fabrikamız dahi yoktu. Cumhuriyet’i kurduğumuzda ayakkabı üretecek, entegre savunma sanayimiz, uçaklarımız yoktu, her şey dışarıdan gelirdi. Dumlupınar’a gitmiştim. Gittiğimde törene katıldık, törenden sonra Dumlupınar’da bir müze var. O müzeyi gezdirdiler. Dumlupınar meydan savaşında kullanılan silahların sergilendiği bir müze. Almanlara, Fransızlara Ruslara ait silahlar var. Bize ait tek silah yok. Dışardan almışız mücadele etmek için. Bu ülkeyi kuran Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün hangi şartlarda bu ülkeyi inşaat ettiğini eğer biz bilmezsek ve çocuklarımıza öğretmezsek görevimizi yapmamış oluruz. Cumhuriyet ilan edildikten sonra, TBMM toplandıktan sonra ilk yapılan işlerden birisi siyasi bağımsızlığımızı, ekonomik bağımsızlıkla nasıl güçlendirebiliriz? Bunun mücadelesi verilmiştir: Eğer siz ekonomide güçlü değilseniz, sizin siyasi bağımsızlığınız tehlikededir. O nedenle 1923 yılında İzmir’de İktisat Kongresi toplanır.
Ankara’dan örnek vereyim. Bir adım daha geriye gidelim Kayseri’ye. 1921 yılında uçak fabrikasının temeli atılır. 9 yıl sonra Kayseri’den kalkan ilk uçak Ankara’ya iner. Etimesgut’ta uçak motorları fabrikası kurulur. Daha sonra Eskişehir’de ikinci uçak fabrikası kurulur. 1940’lı yıllarda dünyaya uçak ihraç eden 5 ülkeden birisi de Türkiye’dir. Ve CHP, seçimlerde kazanamayıp iktidarı devrettiğinde Merkez Bankası’nın kasasında 176 ton altın vardır. Daha sonra ne bu uçaklar kalır ne uçak motorları fabrikası kalır ne Kırıkkale’de entegre savunma sanayi yeterince gelişir.
“CHP ÜLKEMİZİN GELECEĞİNDE EN ÖNEMLİ VE EN NİTELİKLİ KARARLARI ALAN BİR PARTİ DEMEKTİR”
CHP demek aslında, bizim ülkemizin geleceğinde en önemli ve en nitelikli kararları alan bir parti demektir. Siz savunma sanayinden başlayıp çağdaş bir eğitim sistemi olsun diye köy enstitülerini bütün coğrafyada oluşturursanız orada gencecik çocuklarımız okuma yazma öğrenirse işte o zaman Türkiye büyük ve kalkınır.
Okuma oranı kaç Cumhuriyet kurulduğunda. Kadınlarda binde 8, erkeklerde ise yüzde 8-10 arasında değişen bir rakam var. Falih Rıfkı Atay anılarında şunu yazar: Ankara başkent oldu. Ama devlette memur olarak çalışacak okuma yazmasını bilen bir kişi bulamıyoruz. Giderdik tren istasyonunda, acaba kravatlı birisi inerse kesin okuma yazma biliyor, götürelim devlete memur yapalım diye.
Hangi şartlarda devletin inşa edildiğini bizim bilmemiz lazım ve evlatlarımıza öğretmemiz lazım. 100 yıllık bir CHP, okullar kurarak, savunma sanayisini kurarak, Malatya’dan tutun Nazilli’ye kadar fabrikalar inşa ederek ve Osmanlı’dan devralınan bütün borçları ödeyerek, dışarıda hiç kimseye el avuç açmayarak, şu devlete gideyim, acaba bana para verir mi, IMF’ye gideyim acaba bana para verir mi, efendim Ortadoğu’yu gezeyim, şeyh ve krallardan para bulabilir miyim diye yalvarabilir miyim, bunların hiçbirisi yapılmadı. Türkiye büyüdü, kalkındı, okullaştı, ormanlaştı. Türkiye güçlü bir ülke olarak çıktı ortaya. Osmanlı’nın borcunu da son kuruşuna kadar ödedi. CHP işte budur. Yani kul hakkına saygılı oldu. Hiç kimseyi ötekileştirmedi, herkesin okumasını istedi. Kadınların okula gitmesi zaten mümkün değildi. Kız çocuklarının okula gitmesi zaten mümkün değildi. Bugün her anne ve baba kız çocuklarının okumasını istiyor, kız çocukları okula gidiyor. Dolayısıyla Cumhuriyet demek CHP demektir. CHP demek aslında Türkiye demektir.
"BİR ÜLKENİN BÜYÜMESİNİN TEMEL FELSEFESİ HALKTAN TOPLANAN VERGİLERİN HESABININ MİLLETE VERİLMESİDİR"
Böyle bakmamız lazım. Böyle baktığımız zaman Türkiye’nin büyümesi ve kalkınması için elimizden gelen her türlü çabayı göstereceğiz. Tabi demokratik standartlar içinde. Bir ülkenin büyümesinin, kalkınmasının temel nedeni, temel felsefesi halktan toplanan vergilerin hesabının millete verilmesidir.
Sevgili anneler, sevgili kadınlar, elektrik düğmesine bastığınızda 4 çeşit, musluğu açtığınızda 5 çeşit vergi ödüyorsunuz. Ekmek aldığınızda, dolmuşa bindiğinizde vergi ödüyorsunuz. O zaman ben vergi ödüyorsam ödediğim vergilerin nerelere harcandığını bilmem gerekiyor. Benden zorla alıyorsun bu paraları, nereye harcadın ve kime harcadın? Ayrıca dünya kadar borç ediniyorsun, aynı zamanda gidiyor yalvarıyorsun. Bana borç para verin diye. Nereye gidiyor bu paralar? Devletin şeffaf olması lazım. Yani vatandaştan alınan her kuruşun hesabının vatandaşa verilmesi lazım. Sosyal devlet, demokrasi dediğimiz, aydınlanma dediğiniz halkına hesap veren devletle olur. Bir iktidar halkına hesap vermiyorsa, paraların nereye gittiğini kimse bilemez. Bugün yaşadığımız dramlardan birisi de maalesef budur.
Umarım önümüzdeki yüzyıllarda Türkiye Cumhuriyeti, bütün görkemiyle, kuruluşundaki felsefeyle büyümüş olur. Bizim kuruluşumuzdaki felsefe şudur; insan haklarıdır, kardın erkek eşitliğidir, sorgulayan eğitimdir, laik sistemdir. Ayrıca biz Cumhuriyet’i kurduktan sonra bütün mazlumlar milletlere örnek olduk. Yani Türkiye Cumhuriyeti, aynı zamanda bütün mazlum milletlere örnek olan bir devlettir. Bütün da kıymetini bilmemiz lazım.”