TMMOB ZMO: TARIM İŞÇİSİ VE ÇİFTÇİ KADINLARIMIZ DAHA İYİ ŞARTLARDA YAŞAMAYI VE ÇALIŞMAYI HAK ETMEKTEDİR
TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası İkinci Başkanı Mehtap Ercan Bilgen, “Siyasi iktidarların tarım politikalarında küçük çiftçilerden çok büyük işletmelere yer verme eğilimine karşın; küçük çiftçilerin çoğunluğunun kadın emeği ile ayakta durması, kırsal kesimdeki tüm toplumsal cinsiyet eşitsizliklerine karşın kadınlar olmadan tarımın ve de kırsal toplumun varlığını sürdüremeyeceği gerçeğini gözler önüne sermektedir. Tüm tarım çalışanları ve özellikle topraklarımıza bereket katan tarım işçisi ve çiftçi kadınlarımız daha iyi şartlarda yaşamayı ve çalışmayı hak etmektedir. Tarımda toprağı koruyan, tohumu saklayan, üreten değer yaratan, değer katan kadın çiftçilerimiz kırsal alanlarda insana yakışır çalışma ve yaşam şartlarına sahip olmalıdır” açıklamasını yaptı.
TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası İkinci Başkanı Mehtap Ercan Bilgen, “Siyasi iktidarların tarım politikalarında küçük çiftçilerden çok büyük işletmelere yer verme eğilimine karşın; küçük çiftçilerin çoğunluğunun kadın emeği ile ayakta durması, kırsal kesimdeki tüm toplumsal cinsiyet eşitsizliklerine karşın kadınlar olmadan tarımın ve de kırsal toplumun varlığını sürdüremeyeceği gerçeğini gözler önüne sermektedir. Tüm tarım çalışanları ve özellikle topraklarımıza bereket katan tarım işçisi ve çiftçi kadınlarımız daha iyi şartlarda yaşamayı ve çalışmayı hak etmektedir. Tarımda toprağı koruyan, tohumu saklayan, üreten değer yaratan, değer katan kadın çiftçilerimiz kırsal alanlarda insana yakışır çalışma ve yaşam şartlarına sahip olmalıdır” açıklamasını yaptı.
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Ziraat Mühendisleri Odası 15 Ekim Dünya Kadın Çiftçiler Günü'ne ilişkin basın açıklaması yaptı. Yönetim Kurulu adına basın açıklamasını okuyan İkinci Başkan Mehtap Ercan Bilgen şunları söyledi:
“TUİK 2022 RAKAMLARINA GÖRE İSTİHDAM EDİLEN 10 MİLYON KADININ, YÜZDE 21’İ TARIMDA ÇALIŞMAKTADIR”
Ülkemizde kadınların işgücüne katılım oranı yüzde 35’lerde iken, OECD ülkelerinde kadınların istihdama katılım oranı yüzde 60’ın üzerindedir. Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK) 2022 rakamlarına göre istihdam edilen 10 milyon kadının, yüzde 21’i tarımda çalışmaktadır. Kadınlar, tarımsal üretime katkıları, gıda güvencesi, aile beslenmesi ve sağlıklı beslenme alışkanlığının nesillere kazandırılması konularında yadsınamaz bir öneme sahiptirler. Ama istihdam rakamlarına ve çalışma koşullarına baktığımızda; tarımda istihdam edilen kadınların yüzde 78’i ücretsiz aile iş gücü olarak tarlada, bağda, bahçede çalışmakta, yüzde 95’i herhangi bir sosyal güvenliği olmadan kayıt dışı olarak uygun olmayan iş ve yaşam koşullarında yaşamlarını devam ettirmektedirler.
Somut önlemler alınmadığı için kayıt dışı çalışmanın en yoğun olduğu tarım sektöründe ortaya çıkan emek sömürüsü; kadınlar için aynı işe aynı birim ücreti alamama sorunu dahil, yıllar içinde kadın emeği sömürüsünü giderek artırmıştır. Zaman içinde artan nüfusun gıda ihtiyacının karşılanması için yaygınlaşan monokültürel, endüstriyel tarımın artan işgücü talebi, tarımda mevsimlik gezici tarım işçiliği şeklinde bir istihdamı ortaya çıkarmıştır. Bugün mevsimlik gezici tarım işçiliği ülke genelinde tarımın önemli bir sorunu olmaktadır. Bu şekilde istihdam edilen kadınların tarla bahçe işleri yanında geçici uygun olmayan şartlarda evlerinden uzakta ikamet etmeleri, ev, çocuk bakımı, aile sorumluluklarını ve işlerini daha da artmış ve zorlaştırmıştır.
“MEVSİMLİK TARIM İŞÇİSİ KADINLAR HİÇBİR ÖRGÜTLÜLÜĞE SAHİP DEĞİLDİR”
Mevsimlik tarım işçisi kadınlar hiçbir örgütlülüğe sahip değildir. Bu durum hak arama, işçi sağlığı ve iş güvenliği, ücret eşitsizlikleri, yaşam koşullarının iyileştirilmesi gibi temel haklara erişmede önemli bir sorun ve engel oluşturmaktadır. Ziraat Mühendisleri Odası Kadın Çalışma Grubumuz, 15 Ekim Dünya Çiftçi Kadınlar Günü kapsamında, Başkentimiz Ankara’ya 32 km uzakta Sincan ilçesine bağlı Malıköy’de entansif soğan tarımı yapılan tarım arazilerinde gezici-geçici-mevsimlik olarak çalışan kadın ve çocuk işçileri ziyaret etmiş, 100 dekarlık tarlada Şanlıurfa Viranşehir ve Siverek ilçelerinden gelen 17 farklı aileden 120 tarım işçisiyle hasat esnasında görüşmüş, kaldıkları çadır alanı ve oradaki yaşam ortamında yaşanan sorunlarını dinlemiştir. Ziyaret sırasında işçilerin barınma ve kalma yerleri de görülmüştür.
Her aile tarlada kendisi için ayrılan yerde çalıştığı, ailelerin genelde 6-9 çocuklu olduğu, çocukların yaşlarının 13-18 yaş aralığında değiştiği, okullar açık olmasına rağmen çocukların okula devam edemedikleri görülmüştür. İşçilerin çalışma saatleri 12 saati bulmakta olup, sabah saat 6’dan akşam saat 18’e kadar tarlada çalışmaktadırlar. Çalışma sırasındaki zorunlu ihtiyaçları için, tarla yakınına kurulan iki ucu yere tutturulmuş basit tenteler kullanılmaktadır. Aileler belediye tarafından kendilerine tahsis edilen yerde, kendi imkânları ile kurdukları bez ya da naylon-muşamba çadırlarda kalmaktadırlar. Barınma şartları son derece ilkel olup, özelikle soğuk ve yağmurlu günlerde barınmada ciddi sorunlar yaşanmaktadırlar. Soğuk havalarda ısınma ateş yakılarak yapılmaktadır.
“BARINMA ŞARTLARI VE ÇALIŞMA KOŞULLARINDAKİ SORUNLAR GÜNCELLİĞİNİ KORUMAKTADIR”
Her aile küçük çadırlarla kendi tuvalet ve banyo alanı oluşturmaktadır, ancak bu ortam özellikle kadınlarımız için mahremiyet sorunu yaratmaktadır. Barınma ortamı sağlık ve hijyen açısından son derece yetersiz olup, su belediye tarafından ücretsiz sağlanırken, sadece tek çeşme olması su kullanımını zorlaştırmaktadır. Günümüzde kırsal alandaki yaşam şartlarının iyileştirilmesi, mevsimlik gezici tarım işçileri özelinde barınma sorununun çözümü önemli bir konudur. Konuyla ilgili birçok düzenleme ve genelge olmasına rağmen, barınma şartları ve çalışma koşullarındaki sorunlar güncelliğini korumaktadır.
Siyasi iktidarların tarım politikalarında küçük çiftçilerden çok büyük işletmelere yer verme eğilimine karşın; küçük çiftçilerin çoğunluğunun kadın emeği ile ayakta durması, kırsal kesimdeki tüm toplumsal cinsiyet eşitsizliklerine karşın kadınlar olmadan tarımın ve de kırsal toplumun varlığını sürdüremeyeceği gerçeğini gözler önüne sermektedir. Tüm tarım çalışanları ve özellikle topraklarımıza bereket katan tarım işçisi ve çiftçi kadınlarımız daha iyi şartlarda yaşamayı ve çalışmayı hak etmektedir.
“15 EKİM DÜNYA KADIN ÇİFTÇİLER GÜNÜ’NÜ BURUK KUTLUYORUZ”
TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası olarak bir kez daha yineliyoruz. Dünyada ve de ülkemizde sağlıklı bir ekonomiye ve dengeli bir kalkınma politikasına dayalı, insanların eşit ve özgür yaşadıkları bir dünya isteniyorsa, öncelikle emek sömürüsünün olmadığı toplumsal cinsiyet eşitliği temelli bir ortak irade gereklidir. Tarımda toprağı koruyan, tohumu saklayan, üreten değer yaratan, değer katan kadın çiftçilerimiz kırsal alanlarda insana yakışır çalışma ve yaşam şartlarına sahip olmalıdır. Çözülebilecek sorunların çözülmediği bugün, emekleriyle toprağı yeşerten ve ülkemizin tarımsal ekonomisine katkı sunan kadınlarımızın 15 Ekim Dünya Kadın Çiftçiler Günü’nü buruk kutluyoruz.”