CHP 38. OLAĞAN KURULTAYI... PARTİ MECLİSİ ÜYELERİ VE MİLLETVEKİLLERİ KURULTAY’DA SÖZ ALDI

“İkinci yüzyılda demokrasi ve birlik kurultayı” sloganı ile toplanan CHP’nin 38. Olağan Kurultayı’nda; milletvekilleri ve Parti Meclisi üyeleri Çalışma Raporu ve Hesap Raporu görüşmeleri sırasında söz aldı.

Haber: TAMER ARDA ERŞİN – GÜLARA SUBAŞI / Kamera: ÜNAL AYDIN – MEHMET MEHMETLİOĞLU – ONUR BİNGÖL / Fotoğraflar: TÜMAY BERKİN

“İkinci yüzyılda demokrasi ve birlik kurultayı” sloganı ile toplanan CHP’nin 38. Olağan Kurultayı’nda; milletvekilleri ve Parti Meclisi üyeleri Çalışma Raporu ve Hesap Raporu görüşmeleri sırasında söz aldı.

CHP’nin 38. Olağan Kurultayı, “İkinci yüzyılda demokrasi ve birlik kurultayı” sloganı ile Ankara Spor Salonu’nda toplandı. CHP Milletvekilleri ve Parti Meclis üyeleri kurultayda söz aldı.

CHP’nin önceki genel başkanı Altan Öymen, kurultaya sağlık sorunları gerekçesiyle katılamadı. Öymen, kurultaya; "Partimizin bu önemli kurultayına sağlık sorunlarım nedeniyle katılamadığım için çok üzgünüm. Tüm yoldaşlarımıza ve adaylarımıza saygılar, sevgiler sunuyor, adaylarımıza başarılar diliyorum. Kurultayımızın en güzel şekilde geçmesini temenni ediyorum" mesajını gönderdi.

Kurultayda, Çalışma ve Hesap Raporlarının görüşülmesi sırasında; konuşma sırasına göre milletvekili ve Parti Meclisi üyeleri özetle şunları söyledi:

MURAT EMİR: "BU YARIŞ; 'KAYBEDİLEN SEÇİMDEN SONRA HALKIMIZIN BİZE VERDİĞİ MESAJI DOĞRU OKUYALIM' DİYENLERLE, SEÇİMDEN SONRA HİÇBİR ŞEY OLMAMIŞ GİBİ YAPANLAR ARASINDADIR"

CHP Ankara Milletvekili ve Parti Meclisi üyesi Murat Emir, 38. Olağan Kurultay'da şunları söyledi:

"Bir yarış yaşayacağız. Bu yarış; 'kaybedilen seçimden sonra halkımızın bize verdiği mesajı doğru okuyalım' diyenlerle, seçimden sonra hiçbir şey olmamış gibi yapanlar arasındadır. Bu yarış; 'bu kadrolarla, bu yönetim anlayışıyla daha fazla yol yürüyemeyiz' diyenlerle, koltuğa yaslananlar arasındadır. Bu yarış; 'gerçek bir yenilenme yapmazsak yine kaybedeceğiz' diyenlerle, ikinci bir kurultay için 31 Mart'ı bekleyenler arasındadır. Bu yarış; 'sol' diyenler, 'sosyal demokrasinin temel ilkeleri' diyenler, ısrarla 'Atatürk ilkeleri' diyenlerle, 'şimdi sağa açılıyoruz bunların sırası değil' diyenler arasındadır. 'Laiklik olmadan demokrasi olamaz' diyenlerle, ülkücüyle ülkücü, siyasal İslamcıyla siyasal İslamcı, sağcıyla sağcı olan anlayış arasındadır.

'Değişim böyle olmaz' diyorlar ama bir değişim tarif etmiyorlar. Değişim dedikleri şu: Parti Meclisi değişsin, MYK değişsin, tüzük değişsin ama bir şey değişmesin. O da Genel Başkan. Neden? Bütün suçu, bütün kusuru Sayın Genel Başkanı'mızın sırtına yükleyecek değiliz ama bizin asıl borcumuz ülkemizedir, Cumhuriyet Halk Partisi'nedir. Tam da bu nedenle partimizin ihtiyaç duyduğu genç, diri bir genel başkan, yepyeni bir parti meclisi, yepyeni bir yönetim anlayışına ihtiyacımız var. Genel Başkan değişmeden asla hiçbir şey değişmeyecek. Bir kişi var, Sayın Genel Başkanı'mız onu tespit etmiş. Genç, birikimli, donanımlı ama bir kusuru var, fazla görünür değil. Bir sonraki kurultayda getirecekler, sizin önünüze koyacaklar ve biz de buna 100 yıllık parti diyeceğiz öyle mi? Monarşiyi kaldıran, Cumhuriyeti kuran parti bir yerden veliaht atanan parti olacak. Ben bunu içime sindirmiyorum, sindirmeyeceğim."

SUAT ÖZÇAĞDAŞ: “DEĞİŞİMİN KARŞISINDA KONUŞAN ARKADAŞLARIMIZI ŞAŞIRARAK İZLİYORUM. HİÇ Mİ SOKAĞA KULAK VERMİYORSUNUZ? HİÇ Mİ SEÇMENLE KONUŞMUYORSUNUZ? HANGİ GEZEGENDE YAŞIYORSUNUZ”

CHP İstanbul Milletvekili Suat Özçağdaş, şunları söyledi:
“Maalesef arka arkaya üç Cumhurbaşkanlığı seçimini kaybettik, çok sayıda seçimi kaybettik. Kazanamadık değil kaybettik. Üstelik ekonomik krize, covid pandemisine, deprem faciasının illerimizi tarumar etmesine, 4,9 milyon genç seçmenimize rağmen kaybettik kazanamadık. CHP seçmeni diyor ki; ‘Bu seçim neden böyle oldu? Siz ne zaman sandıkları istediğim şekilde tutacaksınız’ diyor. Seçmen bizi sürekli seçimleri kaybetmemizden yorgun, sıkkın, bıkkın...Bugün burada değişimin karşısında konuşan arkadaşlarımızı şaşırarak izliyorum. Hiç mi sokağa kulak vermiyorsunuz? Hiç mi seçmenle konuşmuyorsunuz? Hangi gezegende yaşıyorsunuz? Nerede yaşıyorsunuz?
CHP’nin önündeki en tarihi görev üyelik, örgüt, karar alma süreçleri, aday belirleme süreçleri ve benzeri konularda CHP’ye yapısal bir değişim ajandasının kabul ettirilmesidir. Genel başkanımız dahil olmak üzere buraya çıkan herkes çok temel yapısal değişiklikler öneriyorlar, öyleyse bu değişikliklerin karşısında bizim elimizi tutan nedir? Bugün CHP’de ihtiyaç duyduğumuz şey lider, kadro, program, tüzük, siyaset yapma biçimini tamamını yeni baştan tarif etmektedir.”

CANDAN YÜCEER: “BAŞARISIZLIKLARIMIZDAN DERS ÇIKARIP ÖNÜMÜZDEKİ SÜREÇTE HEP BERABER YENİ BİR LİDERLE, YENİ KADROLARLA YENİYİ İNŞA EDECEĞİZ”

CHP PM üyesi ve eski Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer, ise şunları dedi:

“Sığınacak bir bahanemiz yok. AKP'nin en yıpranmış; Erdoğan'ın en yorgun olduğu, iktidarlarının 21'inci yılında ekonomimizin en kötü olduğu, doğal afetlere yol açtıığı, ülkemizin mülteci kapına dönüştüğü bu dönemde ve sizlerin, CHP'lilerin bedel ödediği bir dönemde biz bu seçimi kaybettik. 'Erdoğan'ın karşısında terlik olsa kazanır denilen, döke saça kazanıyoruz' denilen, 'Erdoğan'ın oyu yüzde 26' denilen Erdoğan kazandı, Cumhur İttifakı kazandı. Cumhurbaşkanlığını kaybettik, parlamento çoğunluğunu kaybettik. Milletvekili sayımızı artıramadık, sayımız azaldı. İşin özü kaybedilmesi kazanılmasından zor bir seçimi kaybettik.

Hakikatlere borcumuz var, bugüne kadar yapılan hatalar, eksiklikler bunları konuşmak lazım, bunlardan ders çıkarmak lazım. Başarısızlıklarımızdan ders çıkarıp önümüzdeki süreçte hep beraber yeni bir liderle, yeni kadrolarla yeniyi inşa edeceğiz. Kuruluşun ve kurtuluşun öncüsü olmuş kadrolar bu partinin üyeleri, bunu yeniden başaracaktır diyorum. Kurultayımızın; değişime, huzurlu, aydın ve güzel günlere müjdecisi olmasını diliyorum.”

MURAT BAKAN: "GENEL BAŞKANIMIZIN ADAY OLDUĞU KURULTAYDA ONU AĞLAYARAK DİNLEDİM. O ZAMAN DUYDUĞUM HEYECANI BEN BUGÜN ÖZGÜR ÖZEL'İN ADAYLIĞI İÇİN DUYUYORUM"

CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan da şunları kaydetti:

"Seçimden sonra ne bir öz eleştiri oldu, ne öz eleştiri veren oldu, ne sorumluluk alan oldu, ne kapalı grup toplantısında konuştuk, ne parti meclisinde konuştuk, ne illerde danışma kurulunda konuştuk. Sayın genel başkanımız burada konuşma yaptı neler yaptığını anlattı ama neleri yapamadığımızı anlatmadı. Ben sayın genel başkanımızın aday olduğu kurultayda 2010 yılında onu ağlayarak dinledim. O zaman duyduğum heyecanı ben bugün Özgür Özel'in adaylığı için duyuyorum. Artık o zaman değişim beni heyecanlandırıyordu. Bugün 13 yıl sonra yine beni değişim heyecanlandırıyor.

Değişim talebi benim 18 yaşındaki oğlumun talebi, değişim talebi benimle İzmir'in 500 köyünü gezen eşimin talebi, bu değişim talebi benim 84 yaşındaki CHP'li babamın talebi. Biz CHP'nin var oluş sebebi olan laiklik ilkesine sahip çıkamadık. Tarikatlar, cemaatler kapatılsın diyemedik yüksek sesle, utangaç davrandık. 'Sağ seçmen nasıl bize oy vermez, acaba ittifak ortaklarımızı küstürür müyüz?' diye düşündük. Tekke ve zaviyeler kanunun gereğini yapamadık. İttifak ortaklarımız Menzil şeyhinin arkasından taziye mesajları yayınladılar. Devlet töreniyle gönderilen Menzil şeyhine karşı iki kelime laf edemedik. Altı okumuzdan birisi olan Atatürk milliyetçiliğine sahip çıkamadık. Atatürk milliyetçiliğini Türkçü, turancı Sinan Oğan'a, Ümit Özdağ'a bıraktık. Atatürk milliyetçiliği bizim değerimizdi. Biz devrim kanunlarına sahip çıkamadık."

SEZGİN TANRIKULU: "BİZLER DEĞİŞMEDEN, PARTİ DEĞİŞMEDEN TÜRKİYE DEĞİŞMEZ"

CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, şöyle konuştu:

"İkinci yüzyılda halkımızın iktidarını gerçekleştireceğiz dedik, gerçekleştiremedik, kaybettik. 28 Mayıs'tan sonra kapsamlı bir özeleştiri sürecini başlatamadık ve seçmenlerimizi küstürdük. Bu kurultay bir muhasebe kurultayı. 14 Mayıs'a kadar elde ettiğimiz güveni yerle bir ettik gizli protokollerle. O protokolün aktörleri bugün salona girdiler. Demek ki bunlardan ders çıkarmamışız, bu eleştirileri dikkate almamışız. Partiye katıldığım günden beri hep ben eleştirildim. Bunun nedeni insan hakları savunucusu ve Kürt olduğum için. Bana gösterilen tepki hiç kimseye gösterilmedi. Her yenilgiden sonra siyasetçilerin ilk yaptığı şey, kendilerini korumak. Yaptıkları diğer şey ise Kürtleri bir tarafa atmak. Bu seçimde de böyle oldu, yarattığımız güven duygusunu heba ettik 14-28 Mayıs arasında. Şimdi yeniden güven zamanıdır. Bu güveni bu kurultay inşa etmek zorundadır. Bizler değişmeden, parti değişmeden Türkiye değişmez."

HASAN BALTACI: “BU PARTİNİN EVLATLARI İÇERİSİNDE, GENEL BAŞKANI SIRTINDAN HANÇERLEYECEK HİÇ KİMSE YOKTUR. GENEL BAŞKAN, BU SÖZÜ OLSA OLSA ABDÜLLATİF ŞENER’E, MEHMET ALİ ÇELEBİ’YE, ÖZTÜRK YILMAZ’A SÖYLEMİŞTİR”

CHP Kastamonu Milletvekili ve PM Üyesi Hasan Baltacı, şunları söyledi:

“Biz tam da sözün bittiği yerdeyiz. Bundan sonra bir karar vereceğiz. Ya değişerek yolumuza devam edeceğiz ya da böyle gelmiş böyle gidecek. CHP, tarihin her döneminde üzerine düşen görevi başarıyla tamamlamıştır. Devrimlerin partisidir. Darbelere direnmiş, darbelerle mücadele etmiş bir partidir. Şimdi de önünde bir değişim var. Bu değişimi de başaracağına can-ı gönülden inanıyorum. Peki neyi değiştireceğiz? İki şeyi değiştireceğiz. Bir önderliği değiştireceğiz bir de zihniyeti değiştireceğiz. Önderlik değişmeden hiçbir şey değişmez. Ancak önderlik değiştirerek her şeyi değiştirebiliriz. Peki hangi zihniyeti değiştireceğiz? Az önce bu kürsüde Ankara İl Başkanı Ümit Erkol dedi ki ‘Yenileceksiniz’. İşte biz tam da bu zihniyeti değiştireceğiz. Sayın Erkol, CHP’nin Kongresi’nde yenen, yenilen olmaz. Olsa olsa belki seçilen, seçilmeyen olur. CHP’nin evlatlarını kimse yenemez. Biz değişimi niye istiyoruz, biliyor musunuz? İktidar olmak için istiyoruz. Bu salon, iktidarı yenmek istiyor. Burada yenilecek kimse yoktur.

Genel Başkan, ‘Sırtımda hançerler vardı’ dedi. Ben, bunu üzerimize alınmadım. Bu partinin evlatları içerisinde, genel başkanı sırtından hançerleyecek hiç kimse yoktur. Genel Başkan, bu sözü olsa olsa Abdüllatif Şener’e, Mehmet Ali Çelebi’ye, Öztürk Yılmaz’a söylemiştir, dedim. Ben ve arkadaşlarım, hiçbir delegenin nereye oy verdiğini asla sorgulamayacağız. Ne haddimizdir ne hakkımızdır. Hesabı halka vereceğiz. Yeniden halkın umudu olmak istiyorsak da halkın sesine kulak vereceğiz.”

TURAN AYDOĞAN: “KILIÇDAROĞLU’NUN HER TÜRLÜ HAKSIZLIĞA, HUKUKSUZLUĞA UĞRAMIŞ İNSANLARA SAHİP ÇIKMASINA MI KARŞI ÇIKIYORUZ”

CHP PM Üyesi Turan Aydoğan, şunları dile getirdi:

“Yok öyle neon ışıkların altında neoliberal politikaları soslayıp solculuk diye bize yedirmek. Mekânın sahipleri var burada, solcular var, yemezler. Değişim diyorsanız örneği sayın başkanımdır, İstanbul’un yıldızı Ekrem İmamoğlu bu partideki değişim sürecinin en büyük örneğidir. Değişim diyorsanız 30’lu yaşların ortasında Baykal’ın neredeyse asker arkadaşlarıyla Meclis’i yönettiği yerde grup başkanvekili olan Özgür Özel’dir. Neye karşı çıkıyoruz Kemal Kılıçdaroğlu’nda? Musa Anter’in oğlundan tutun, Şenyaşar ailesine kadar her türlü haksızlığa, hukuksuzluğa uğramış insanlara Osman Kavala’ya, Selahattin Demirtaş’a, hapisteki gazetecilere her türlü adaletsizliğe milliyetine, cinsiyetine, inancına bakmadan sahip çıkmasına mı karşı çıkıyoruz? Demokrasi isteyen herkesle bir arada yürümesine mi karşı çıkıyoruz? Kucaklayarak, ittifakları büyüterek yol yürüyeceğiz.”

ORHAN SARIBAL: "14 VE 28 MAYIS'TA KEMAL KILIÇDAROĞLU 1 OYLA BİLE KAZANSAYDI BUGÜN DEĞİŞİM DİYENLERİN HİÇBİRİ BURADA OLMAYACAKTI"

CHP Bursa Milletvekili ve PM üyesi Orhan Sarıbal, şunları söyledi:

“Buraya gelen arkadaşlarımız 14-28 Mayıs tarihsel sürecini daha objektif, gerçekçi ve kendin uygun bir şekilde açıklasın. Evet değişim, değişim hayatın her alanında her gün olmakta mı? Evet ama nerede? Önce kendimizde, önce vicdanlarımızda. Ben bir milletvekiliyim, 14 ve 28 Mayıs'ta yenildim, farkındayım. Hepimiz biliyoruz bunu ama 14 ve 28 Mayıs'ta Genel Başkanı'mız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu 1 oyla bile kazansaydı 100 yılın Mandela'sı olacaktı. Bugün değişim diyenlerin hiçbiri burada olmayacaktı. Hepsi yanı başında duracaktı. Bütün iş birlikçilere, bütün emperyalistlere, bütün yağmacı ve talancılara karşı yaşasın Türkiye Cumhuriyeti, yaşasın demokrasi, yaşasın emek mücadelesi, yaşasın dostluk ve dayanışma.”