HATAYLI DEPREMZEDE, HÜKÜMETİN YENİ YAPILAR İÇİN VERECEĞİ KREDİ VE HİBE DESTEĞİNE TEPKİLİ

Hataylı depremzede Hüseyin Çerçi; Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın depremzedelere konut ve iş yeri için verilecek hibe ve kredi desteğine tepki gösterdi. Çerçi, “Bu fiyat, dolarda bugünkü şartlar üzerinden… Yarın 30-32 lira olduğunda ne olacak? Biz müteahhidin farkını nasıl ödeyeceğiz?” dedi.

Haber: TAMER ARDA ERŞİN – Kamera: ÜNAL AYDIN 

Hataylı depremzede Hüseyin Çerçi; Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın depremzedelere konut ve iş yeri için verilecek hibe ve kredi desteğine tepki gösterdi. Çerçi, “Bu fiyat, dolarda bugünkü şartlar üzerinden… Yarın 30-32 lira olduğunda ne olacak? Biz müteahhidin farkını nasıl ödeyeceğiz?” dedi.

Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinde en büyük yıkımın yaşandığı Hatay’da yurttaşlar, yıkılan konut ve iş yerlerinin yenisinin yapılması için hükümet tarafından açıklanan kredi ve hibe desteği paketine tepkili…

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yürütülen “Yerinde Dönüşüm Projesi” kapsamında; kendi yapısını yerinde inşa edecek afetzedelere, konutlar için 500 bin TL, iş yerleri için de 250 bin TL hibe verileceği açıklanmıştı. Ayrıca, konutlar için 500 bin ile 800 bin TL, iş yerleri için de 250 bin ile 500 bin TL arasında faizsiz kredi kullanma imkanının sağlanacağı belirtilmişti.

Hatay’da evi yıkılan Hüseyin Çerçi, şunları söyledi:

“Devletin verdiği hibe ve kredi, Yerinde Dönüşüm’ün; hiçbir vatandaşı memnun etmedi. 150 metrekare daire için 500 bin hibe 700 bin kredi veriyor. Bunu da daireye geçtikten iki yıl sonra, 10 yılda ödememizi talep ediyor. Bu da aylık 5 bin 800 küsur TL’ye geliyor. TOKİ’den verilen yerde de ‘18 yılda ödeyin’ deniyor. Birincisi 18 yılda ödemeyi neden burada yapmıyorlar.

İkincisi… Benimle aynı binada oturan kişi nasıl bunun ödemesini yapacak. Şu an 150 metrekare dairenin maliyeti iki milyonu geçiyor. İki milyon TL’yi bulan dairenin geri kalan 800 bin lirasını nasıl bulacağım?

Bunları benim gibi bir vatandaş düşünebiliyor da neden yetkililer düşünemiyor. Ben de aynı şekilde Vali Bey’e bunu iletmek istedim. Kapısından döndüm. Vali Yardımcısına yönlendirdiler. Vali Yardımcısının kapısından döndürüldüm; Çevre, Şehircilik İl Müdürlüğü’ne gitmemi söylediler. Dedim ki, ‘Arayım, görüşeyim…’ Bana numara vermek istediler, o da müdür yardımcısının numarasıymış. Herhalde dedim, ‘Ben o binaya gidene kadar de memur ile görüşürüm, yine işime yaramaz. Ben Bakan beye kadar ulaşmak istiyorum’ dedim.  

Dolarda bugünkü şartlar üzerinden bu fiyat. Yarın 30-32 lira olduğunda ne olacak? Biz müteahhidin farkını nasıl ödeyeceğiz?

Çünkü evim gitti. İşyerim ağır hasarlıydı, çıktım. Aracım da hasarlı. Bunların hepsini bildirdik makamlara. Bugüne kadar onlarla ilgili arayan da olmadı. Şu an konteynerler için Antakya’ya gitmek istiyorum. Gelemiyorum. Sekiz bin kişinin sırada olduğunu, yeni yapılanlara aktarılacağımızı söylediler. Çocuklarımın eğitimden endişeliyim. Çünkü, okulları kurumlara tahsis ettiler. Çocuklar kendi okulunda okuyamayacak. Konteynerlerin içinde okutulacaklar. Kurumlar, konteynerlere geçsin; çocuklar kendi okullarında eğitimine devam etsin.”

“Vali bey 100 günde yıkımların biteceğini söyledi. Tamam belki bitirebilir. Şu an dinamit konulup patlatılıyor binalar. Her gün Antakya’nın içinde bomba gibi sesleri duyup, sallantıyı, tozu ve toprağı görebilirsiniz. Çocuklar ani bir dalgınlığında sıçrıyor. Memleketin her yerinden duyuluyor bu patlamalar yetiştirmek için…”